2025. hristiyan yılı kutlamaları üzerine:

Burak Yazıcı

12/31/20242 min read

Yılbaşı ve Noel Farklı şeylerdir. Yılbaşı adından da anlaşıldığı üzere bir yılın yani dünyanın güneş etrafında bir tur dönmesinin bitmesi ve yenisinin başlamasıyken noel hazreti İsa’nın doğuşudur. Aralığın yirmi beşidir. Türkiye halkı yılbaşını noel kutlar gibi kutladığından bu ikisi arasında çözülmez bir kavram karmaşası vardır.

İnsanlar eğlenmeyi çok severler. Nefse hoş gelen işleri yapmaya tabî olarak meyillidirler. Ve bu, dönemin kavramlarıyla “özgürlük” gibi zırhlar da giymiştir. Yılbaşını her şeye yeni bir başlangıcın başlangıcı olarak gördükleri için eğlenmiyorlar. Kaldı ki bunun için bu kadar büyük bir organizasyon da yapılmaz. Burada tek amaç eğlenmek. Eğlenmenin bir nevi bahanesidir yılbaşı kutlamak. Esasen akıllı bir zevkpereste “niçin yılbaşı kutluyorsun, bu gün kutlanacak ne var? Hem hristiyanlara benzeme tehlikesi de var.” Dense cevap olarak “yahu eğleniyoruz, bir bu günümüz var” demesi gerekir. Ancak Türkiye kutuplaşmaların ülkesi olduğu için bu uyarıyı alanlar direkt olarak saldırıya geçiyorlar. Bu saldırı, elinden oyuncağı alınmaya çalışılan çocuğun saldırısına benzer. Eğlencesine laf ettirmez zevkperest. Noel- yılbaşı ayrımı yapma gereği de duymaz, çam süsler kırmızı giyer vs. Çünkü amaç eğlence. Diyelim ki Noel kültürü olmadan bir kutlama olsa ona ne demeli? Ona da akılsızca deriz. Çünkü hiçbir şey değişmeyecek, neye bu heyecan. Belki vesile olur diye niyet ve umûd edilir, o kadar. Peki evde kuru yemiş yiyen tombala oynayan Anadolu insanının ne suçu var. Onun da parası olsa taksime gidecek bir hava veriyor, ondan kızılıyor ona da. Kişi sevdiğiyle beraberdir, neye meylediyorsa ona dönüşür.

Şuurlu Müslümanlar bu aralığın son gecesi ne yapıyor peki? Ben öncelikle herhangi bir tepki de göstermemeyi doğru buluyorum. Kutlamalar karmaşık bir cahillik organizasyonudur. Gün içerisinde bu kadar organize olmasa da pek çok cahilliğe, zevkperestliğe maruz kalıyoruz. Onlara ne yapıyorsak buna da onu yapabiliriz . Tümden yok etme imkanımız yok, karşısında olduğumuzu belli ederek (özel hiçbir şey yapmayarak) devam etmeliyiz.

Peki yeni yıl tebriği olmalı mı?

Burda “hayır tebrik dahi olmamalı” demek isterdim ancak hicrî ayları ezbere sayamayan, Hicri takvimi yalnızca Ramazanlarda takip eden şuurlu Müslümanlar için biraz erken bir cümle olur. Zaten yıl içinde her şeyimizi bu takvime göre ayarlıyoruz. Hicri takvime sadakatimizi, onu kullanacak bir düzen için çalışarak ve en yakın zamanda aylarını ezberleyip hristiyan takviminde hangi ay ve günde olduğumuzu bildiğimiz gibi Hicri takvimde de hangi ay ve günde olduğumuzu bilmeyi kendimize vazife edinerek göstermeliyiz. Yarın Receb ayının biri. Mübarek aylarınızın mübarek geçmesini dilerim